Emirhan Durmaz
İZMİR – İzmir’de üniversiteler, yeni akademik döneme art arda açıklanan yemekhane zamlarıyla başladı.
Ege Üniversitesi’nde 6 lira 50 kuruş olan öğün ücretleri 20 liraya yükseltildi. Gelen tepkiler üzerine öğle yemeği 15 liraya düşürüldü ancak kahvaltı ve akşam yemeği 30 liraya yükseltildi.
Dokuz Eylül Üniversite’sinde ise 5 lira 80 kuruş olan öğün ücretleri, yüzde 193 oranında artışla 17 liraya çıkarıldı.
‘HİÇBİR ŞEY ÖĞRENCİ MERKEZLİ DEĞİL’
Ege Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde öğrenim gören Su Şahin, “Ege Üniversitesi; puan sıralamasıyla, kampüsünün güzelliğiyle ve renkli öğrenci hayatı vaatleriyle gözleri boyasa da aslında burada barınmadan güvenliğe, yemekten ulaşıma kadar hiçbir şey öğrenci merkezli planlanmıyor. En çok ödenek alan devlet üniversitelerinden biri olduğu halde, yemek gibi temel bir hakkımıza ulaşmamızı kolaylaştırmak şöyle dursun enflasyonun üzerinde bir zam yaparak imkansız hale getirdiler. Daha önceki yemekhane zamlarını ‘zaten kâr etmiyoruz’ diyerek açıklamaları, bu zamlar ile birlikte kâr etmeyi amaçladıklarını düşündürüyor. Ancak üniversitenin amacı kâr elde etmek olmamalı” diye konuştu.
‘KYK BURSLARI 1250 LİRA İKEN BİR ÖĞÜNE 35 LİRA AYIRMAK İMKANSIZ’
KYK burslarının düşük olduğunu vurgulayan Şahin, “1250 liralık burs, temel giderleri karşılamak için yetersiz. Bursun büyük kısmı, KYK yurtlarının ücretine giderken yemeğe öğünlük 35 lira ayırmak imkansız. Evde veya özel yurtta kalan öğrencilerin ise sadece bursla geçinmesi mümkün değil. Yani öğrencilerin giderlerini karşılamaktan zaten çok uzak olan burs, yemeğe gelen fahiş zamlarla daha da eriyor. Çok basit bir hesapla, tüm öğünleri yemekhanede yiyen bir öğrencinin günlük yemekhane masrafı 85 lira, aylık ise 2 bin 550 lira yapıyor. Soruyorum, karın doyurmak dahi 2 bin 550 lira iken, KYK bursları nasıl 1250 lira olabilir?” dedi.
‘ÖĞRENCİLER DOYMAK İÇİN ÜÇ EKMEK ALIYOR’
Yemeklerin aslında kalitesiz olduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti: “Yemeklerin niteliği, yemekhanenin kapasitesi ve masa dizaynı oldukça kötü. Dışarıda yemekten daha ucuz olduğu için yemekhaneyi tercih ediyorduk. Ancak porsiyonların yetersizliği nedeniyle, herkes doymak için ikişer üçer ekmek alıyordu. Diğer yandan menüler planlama açısından oldukça hatalı, yemekler çoğunlukla soğuk, lezzetsiz ve yağ oranı yüksek. Bunun yanı sıra bazen yemekteki et pişmemiş oluyordu, yemeklerin içinden yabancı maddeler de çıkıyordu. Vejetaryen yemekler ise sadece mercimek yemeğinden oluşuyordu.”
Şahin, “Doyurmayan, kötü yemeklere 35 lira vermek istemiyoruz ancak öğrencilerin bütçesine göre yeterli ve sağlıklı bir yemek alternatifi bulmak da çok zor. Talebimiz zamların geri alınması ve öğünlerin niteliklerinin artırılmasıdır” ifadelerini kullandı.
‘ÜNİVERSİTE HAYATI DÜŞLENİLDİĞİ GİBİ DEĞİL’
Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümünde okuyan ve ismini vermek istemeyen bir öğrenci ise, “Dokuz Eylül Üniversitesi en çok ödenek alan altıncı üniversite konumunda. Ancak üniversite yönetimimiz bu ödenekle yükümüzü hafifletmek yerine fahiş yemekhane zamları ile sırtımıza bir yük daha vuruyor. Kaynakları biz öğrencilere kaliteli ve doyurucu yemekleri sunmak için harcamalılar” diye konuştu.
Üniversite hayatının düşlendiği gibi geçmediğini sözlerine ekleyen öğrenci, “Ders sonraları arkadaşlarla bir kahve içmek, ilgi alanlarına ve hobilerine yönelmek, kültürel aktivitelerine vakit ve bütçe ayırmak imkansız hale geldi. Öğrenciler ders sonrası çoğunlukla yurda uyumaya yahut çalışmaya gidiyor. Geçim kaygısı, derslerin önüne geçiyor, çalıştığı için derslere gelemeyen arkadaşlarımızın sayısı giderek artıyor. Bu zamlar bahsettiğimiz durumu daha da perçinleyecek” dedi.