Trans uyuşturucu baronu Emilia Perez filmi woke bombardımanında Hollywood’un kurtarıcısı oldu





Emilia Pérez’in Filminden Tartışmalar – Hollywood’un Yeni Kurtarıcısı mı?

CANNES FİLM FESTİVALİ’NDE FAVORİ OLAN EMLİA PÉREZ’İN FİLMİ

2024 Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü ve ilk “Toplu En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü (ödül üç kadın oyuncuya verildi) kazanan Emilia Pérez, Kasım ayında Netflix’te yayınlanmasının ardından ödül sezonunun favorisi haline geldi. Fransız yönetmen Jacques Audiard’ın yönettiği film, Altın Küre’de “En İyi Film – Müzikal veya Komedi” dahil 10 dalda aday gösterildi, 4 ödül kazandı ve Oscar adaylıklarında öne çıktı. Film, Uluslararası Uzun Metraj, Makyaj ve Saç Tasarımı, Orijinal Müzik ve iki şarkısıyla toplam 6 dalda Oscar kısa listesinde yer aldı.


FİLMİN KONUSU

Emilia Pérez, cinsiyet değiştirme ameliyatı olan bir Meksikalı uyuşturucu baronunun suç dünyasından çıkış hikayesini anlatıyor. Karakterin trans kimliği ve Meksika’nın uyuşturucu savaşı, eleştirmenler tarafından “cesur ve avangart” olarak nitelendirilse de, trans ve kuir topluluklarından ciddi tepkiler aldı. LGBT örgütü GLAAD, filmi kötü bir trans temsil örneği olarak kınadı, bazı eleştirmenler filmin klişelere dayandığını ve translık ile suç hikayelerini yüzeysel bir şekilde ele aldığını belirtti.


BİR KLİŞE SEÇKİSİ

Audiard’ın aynı adlı opera librettosundan uyarladığı film, özellikle baş karakter Emilia’nın (Karla Sofía Gascón) trans kimliğini “kurtarıcı” bir araç olarak kullanması nedeniyle tepki çekti. Eleştiriler, filmin translık temasını derinlikten yoksun bir şekilde ele alıp, bunu bir “kılık değiştirme” ya da “anlatı kalkanı” olarak kullandığını savunuyor. Ayrıca, Meksika’nın kültürel temsillerinde tekila, guacamole gibi basmakalıp ögelere yer verilmesi, İspanyolca diyalogların ise yetersiz kullanımı tartışma yarattı.


TARTIŞMALI OSCAR YOLU

Oscar ödülleri için güçlü bir aday olarak görülen Emilia Pérez, Hollywood’un sık sık tercih ettiği bir formüle uyuyor: Azınlık grupları merkezine alan, ancak klişelere meydan okumayan yaşam öyküleri…

Film, Crash (2005), Green Book (2019) ve Dallas Buyers Club (2013) gibi, mesajlarıyla daha çok beyaz/heteroseksüel izleyici kitlesine hitap eden projelere benzetiliyor…


Tüm tartışmalara rağmen, Audiard’ın filmi ödül sezonunda ses getirmeye devam ediyor. Ancak bu durum, Hollywood’un marjinal toplulukları nasıl temsil ettiğine dair yeni soruları gündeme taşıyor.

Film, Hollywood’un ‘woke kültür bombardımanı’ karşısında bir kurtarıcısı mı, yoksa yeni dönemin öne çıkan kuir temalarının yüzeysel bir anlatımı mı..

Kararı vermek izleyiciye kalıyor…


*Woke kültürü: Cinsel yönelim ve etnisiteye dayalı adalet kavramlarındaki problemlere dair farkındalığı olduğunu iddia edenler için kullanılan sözcük.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

denetme sex veren site HD başarıbet giriş onwin giriş