Nepal’de hükümet, kanlı protestoların ardından sosyal medya yasağını kaldırmak zorunda kalırken; Endonezya’da öfke dalgası, tam tersine, ordunun sivil hayatta daha fazla güç kazanmasına zemin hazırladı. Bu tablo, Z kuşağının bölgedeki siyasete meydan okuma biçimlerinin ve devletlerin otoriter reflekslerinin yeni bir dönemece girdiğini gösteriyor.
Nepal’de hükümetin yaklaşık 20 sosyal medya platformuna erişimi yasaklaması, Z kuşağının önderliğinde kitlesel protestolara yol açtı.
Başkent Katmandu’da polis ve askerlerin sert müdahalesi sonucu en az 19 kişi yaşamını yitirdi. Ancak ölümler ve uluslararası baskılar karşısında hükümet geri adım atarak yasağı kaldırmak zorunda kaldı.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının sert tepkileri, hükümetin manevra alanını daralttı.
İletişim Bakanı Prithvi Subba Gurung, kabine toplantısının ardından yasağın kaldırıldığını duyurdu. Bu gelişme, gençlerin sokağa çıkmasının kısa vadede somut bir sonuç doğurduğunu gösterdi.
Her ne kadar sosyal medya yasağı kaldırılsa da gençlerin asıl talepleri olan yolsuzlukla mücadele, istihdam yaratılması ve ekonomik reform çözümleri konusunda henüz somut bir adım atılmış değil.
Nepal’deki olaylar şimdilik kontrol altına alınmış gibi görünmekle beraber, halkın içindeki asıl sorunlar her an yeni bir isyan dalgasına neden olabilir.
ENDONEZYA’DA SON DURUM NE
Endonezya’da ise tablo farklı gelişti. 28 Ağustos’ta 21 yaşındaki motosikletli kurye Affan Kurniawan’ın polis aracının altında kalarak ölmesi, büyük öfke yarattı.
Cakarta’dan diğer şehirlere yayılan protestolarda en az 10 kişi hayatını kaybetti.
Polis karakolları hedef alınırken, hükümet güvenliği sağlamak için binlerce askeri sokaklara sürdü.
Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’nun “anarşistlere sert müdahale” çağrısı sonrası ordu, zırhlı araçlarla şehirlere konuşlandırıldı.
Bu adım, 1998 sonrası kaldırılan ordu–polis görev ayrımının yeniden bulanıklaştığını ortaya koydu.
Prabowo’nun göreve geldiğinden bu yana orduyu gıda güvenliği, ücretsiz yemek programı gibi sivil alanlarda giderek daha fazla sahaya sürmesi, muhalefet tarafından “Suharto dönemi militarizminin geri dönüşü” olarak yorumlanıyor.
Protestolar, gençlerin öfkesini dile getirmesine rağmen hükümetin güvenlikçi politikalarını meşrulaştıran bir gerekçe haline geldi.
Nepal ve Endonezya’daki protestoların farklı nedenlerle başlamasına rağmen benzer yönleri çok: Yolsuzluk ve elit ayrıcalıkları, gençlerin işsizlik ve ekonomik umutsuzlukla sıkışması, devletin diyalog yerine güvenlik aygıtını öne çıkarması gibi başlıca nedenler ana sorunlar… Her iki ülkede de gençler, sistemden dışlanmışlık hissiyle sokağa çıktı.
Ancak sonuçlar farklı oldu: Nepal’de hükümet geri adım atma sinyali verdi, Endonezya’da ise protestolar ordunun sivil hayattaki etkisini artırdı.
Asya’nın iki ülkesinde yaşanan bu gelişmeler, Z kuşağının siyasete meydan okuma biçimlerinin daha belirginleştiğini gösteriyor. Uzun süre apolitik olmakla suçlanan Z kuşağı, dünya çapında fark yaratabilecek adımlar atıyor.
Fakat iktidarların verdiği cevap her ülkede farklı oluyor…