İsim benzerliği büyük bir krize dönüştü. Indianapolis merkezli iflas avukatı Mark Steven Zuckerberg, sık sık Meta CEO’su Mark Elliot Zuckerberg ile karıştırılması nedeniyle sosyal medya devinimahkemeye verdi. “Ben Mark Steven’ım, o ise Mark Elliot” diyen avukat, yaşadığı mağduriyeti yerel basınla paylaştı.
Avukat Zuckerberg, Meta’yı “ihmal” ve “sözleşme ihlali” gerekçesiyle dava ediyor. Nedeni ise Facebook’un, sahte isim kullandığı veya ünlü birini taklit ettiği gerekçesiyle defalarca hesaplarını kapatması.
İddiasına göre, son sekiz yılda iş hesabı beş kez, kişisel hesabı ise dört kez askıya alındı. Her ne kadar Meta zaman zaman özür dileyip hesapları yeniden açsa da süreç aylar sürüyor. Örneğin son kapatma altı ay boyunca devam etmiş. Bu da avukatın hem reklam bütçesinde hem de müvekkilleriyle iletişimde binlerce dolarlık zarara yol açmış.
Meta ise yaptığı açıklamada, hesabın yanlışlıkla kapatıldığını kabul ederek yeniden aktif hale getirildiğini duyurdu: “Mark Zuckerberg’in hesabını yanlışlıkla devre dışı bıraktığımızı fark ettik ve yeniden açtık. Sabrı için teşekkür ediyor, bu tür durumların tekrar yaşanmaması için çalışıyoruz.”
“Onlarla uğraşmak istemem ama başka yol kalmadı”
Avukat, Meta’nın devasa kaynaklarına karşı mücadele etmek istemediğini ama başka bir çare de görmediğini söylüyor: “Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biri olduklarını iddia ediyorlar ama hala bunu engelleyemiyorlar. İtiraz süreci de işlemiyor. Bu ciddi bir sorun.”
Mark Steven Zuckerberg, davadan zararlarının tazminiyle birlikte hesabının kalıcı olarak aktif tutulmasını istiyor. Kaybettiği reklam ücretlerinin ve hizmet bedellerinin geri ödenmesi için de talepte bulundu.
Duruma mizahi bir boyut da ekleyen avukat, Meta CEO’sundan kişisel bir özür veya bir haftalık yat daveti almayı da kabul edebileceğini söylüyor: “Bizzat gelip ‘üzgünüm’ demesini isterim. Ya da belki yatında bir hafta geçirmeme izin verirse, bunu da özür sayarım.”
Facebook’un isim politikalarına yönelik eleştiriler
Bu dava ilk örneklerden biri olsa da Meta’nın isim politikaları geçmişte de tepki toplamıştı. 2010’lu yıllarda “gerçek isim” politikası nedeniyle Facebook büyük protestolarla karşılaşmıştı. Bu süreç “nymwars” olarak adlandırıldı (nym, takma isim anlamında). Facebook, resmi kimlikteki adları kullanmayan birçok hesabı kapatmış, bu durum özellikle trans bireyler, drag sanatçıları ve yerli toplulukları etkilemişti.
Hatta ünlü yazar Salman Rushdie’nin hesabı da askıya alınmış, daha sonra gerçek hayatta hiç kullanmadığı “Ahmed Rushdie” ismiyle yeniden açılmıştı. Yoğun eleştiriler üzerine Facebook 2015 sonunda politikasını yumuşatarak özel durumlar için kullanıcıların açıklama yapabilmesine izin vermek zorunda kalmıştı.